|
O hep Üsküdarlı oldu...Üsküdar'da herkesin yakından tanıdığı iş ve siyaset yaşamında önemli yeri olan Mahmut Ekşi ile Üsküdar üzerine yapmış olduğumuz özel röportaj...
Ziya'cım seni öncelikle kutluyorum. İnternet sitenizi takip ediyorum, hakikaten ağırlıklı olarak Üsküdar haberleri, Üsküdar'ın yerelinde olan olayları yansıtıyorsunuz. Burada objektif ve tarafsız olduğunuzu görüyorum. Haberi haber niteliğiyle veya olay niteliğiyle veriyorsun. Yoksa a, b veya c görüşü olarak vermiyorsunuz. Bu önemli bir şey. Tabi her insanın bir görüşü vardır. Ama bunu böyle mahalli işlerde, haberlerde, internet sitelerinde öne çıkartmak doğru değil. O işinizin dışında tabi ki benimde bir siyasi görüşüm var, sizinde var, sizin bir dünya görüşünüz var, benim de var, yaşam tarzınız var, benimde var, herkesin var. Ama bu internet siteleri Üsküdar'ın geneline hitap ettiği için Üsküdarlının derlerini, Üsküdarlının meselelerini daha çok gündeme getirmeli ve projeksiyonuna taşımalı. Seni ve yayın ekininizi tebrik ediyorum bu bağlamda başarılısınız. Üsküdarlılara şöyle sesleniyorum; Üsküdar otağı hümayunların kurulduğu yerdir, Harem gibi kutsal bir yer olan beldemizde, padişahlar her sene Ramazan Bayramları öncesi Harem'de Sürre alayları yaparlardı. Mekke, Medine'nin fakirlerine buradan paralar, malzemeler, eşyalar, altınlar gönderirlerdi. Fakir ve yoksulları beslerlerdi. Bu 400 yıl böyle devam etmiştir. Kutsallığı var Üsküdar'ın... İstanbul'un fethini gören şehirdir Üsküdar. Onun için Üsküdar'da birlik beraberlik içerisinde kardeşlik duygularıyla yaşamamız gerekiyor. Herkesin fikrinin bir olması mümkün değil. Zaten o zaman demokrasi olmaz. Demokraside önemli olan ortak paydaları, müşterek fikirleri bulabilip onlar çerçevesinde insanlarla diyalog kurabilebilmektir. Eğer yüzde 100 herkesin fikri bir olmuş olsaydı, o zaman dünya'nın ne neşesi, ne tadı, ne zevki, ne çeşitliliği ve ne renkliliği kalmazdı. Mutlaka insanlar arasında fikir ayrılığı olacak. Bu insanın yaradılışında var. İnsan kendi beyniyle zekasıyla bu farklılıkların ortak noktalarını bulup, Allah'ın yarattığı eşrefi mahluk olan insanlarla diyalog kurması lazım, birlik beraberlik içerisinde, çocuklarımızın daha güzel bir dünya'da daha güzel bir Türkiye'de daha güzel bir İstanbul'da daha güzel bir Üsküdar'da yaşayabilmesi için mücadele etmemiz ve elele vermemiz gerekiyor. Çanakkale de Allahu Ekber dağlarında şehit olan dedelerimizden bu ülkeyi nasıl teslim aldıysak bizde bu ülkeyi değerleriyle beraber çocuklarımıza, torunlarımıza, torunlarımızın çocuklarına devretmenin mesuliyetinin bizim üzerimizde olduğunu bilmemiz, bu şekilde çalışmamız, komşularımızla iyi diyalog içerisinde olmamız gerekli. Herkesi sevmek mecburiyetinde değiliz, herkeste bizi sevmeye bilir, zaten eğer hatasız olsa insan evliya olur, peygamber olur. Peygamberler devri bitti, son peygamberimiz geldi. Daha peygamber gelmeyecek. O zaman insanlar hata yapabilecek. Hata yapan insanları hoş görebiliyor musunuz? Hz. Mevlana'nın dediği gibi ''hoşgörü'' çok önemli bir şey... Eğer hoş görebiliyorsanız siz büyürsünüz. ''O bana niye böyle yaptı? Ben ona ne yapacağım'' derseniz, belki dediğinizi bir, iki defa yaparsınız. Ama emin olun tevazu hoşgörü en büyük silahtır, güçtür. Bu şekilde çalışmamız, insanları hoş görmemiz, insanlarla beraber mutlu yaşayabilebilmenin onurunu taşımamız ve o kapıları açmamız lazım. İnsan başka bir şey. Bakın eşrefi mahluk diyor. Yaratılmışların en iyisi diyor. Yoksa sabah kalk yemeğini ye, öğlen yee, akşam yee... Bunu hayvanda yapıyor. Bunu kapatıldığı mekanda yada çayırda yapıyor. Bizde lokanta'da, Capitol'de, nautilus'ta yapıyoruz. Bizi o canlılardan ayıran zekamız, aklımız, fikrimiz. Bunu da Allah bize vermiş ki hem dünya için hem dünya'da yaşayanlar için iyi ilişkiler kurabilmemiz için. İnsan ömrü en fazla 100 sene yaşasın, nihayetinde gideceğin yer, malum yer değil mi? Cenabı Allah en çok sevdiği Hz. Peygamberini 63 yaşında almış. Senin için dünya'yı yarattım dediği peyganberini... Bizler neredeyse o yaşlara yaklaştık. Nihayetinde bir sabah kalkacağız ki hepimiz bu dünya'dan gelip gideceğiz. Öyleyse bu dünya için tabiki çalışacağız, uğraşacağız helalinden. Ama insanların kalbini kırmamıza insanlarla kavgalı zaman geçirmemize değmez. Mütevazi olalım. Eğer birisi bize bir kötülük yapıyorsa namus, şeref, haysiyetimize dokunmamak koşuluyla yanlışını affedersek biz büyürüz. Sevgiyle, kardeşlikle, dostlukla, siyasi fikri, dünya görüşü ne olursa olsun. İnsanları dini inancı ne olursa olsun yargılamamalıyız. Biz bu dünya'daki insan ilişkilerine bakmamız, insana yaklaşım tarzına bakmamız, yoksa onun inancından dolayı muhakeme edip yargılamamız Allah bize o hakkı vermemiş. Bu duygularla girmiş olduğumuz hicri yılımızın ve miladi takvimle yeni yılımızın Üsküdarlı bütün hemşehrilerimize yöre farkı gözetmeksizin, İstanbullu şehirdaşlarıma ve 81 vilayetten olan Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm insanlarına hayırlı olmasını diliyorum. Dünya'daki bütün Türk milletine sağlık sıhhat diliyorum, insanlık alemine mutluluklar diliyorum. Çünkü bu insanlık alemi bir arada yaşamak mecburiyetinde artık, bu düşmanlıklar bitsin çocuklar özgür yaşasın dünya'da görüyoruz, kazanan olmuyor. Orada ölen insanlara yazık oluyor. Tahammül edebilen bir yaşam tarzı insanların dini özgürlüklerinin, demokrasi özgürlüklerininde elinde bulunduğu bir hayat tarzıyla yaşamalarını ve yeni yılın bu şuuru geliştirmesini yüce mevladan diliyorum. Ziyacım sana ve Üsküdar 34 Haber Sitesi'ne başarılar diliyorum. Mevla bundan sonraki yaşamında ve yaşamımızda hayırlısını nasip etsin. Ziya Süzen - Üsküdar 34 - Röportaj
Haberi Değerlendir :
|